65 yaş üstünde Akdeniz diyeti ölüm riskini yüzde 25 azaltıyor

65 yaş üstünde Akdeniz diyeti ölüm riskini yüzde 25 azaltıyor

Bugüne kadar Akdeniz diyetinin her yaştan erişkinler için sağlıklı bir seçim olduğuna ilişkin pek çok bilgiye rastlamış olmanız muhtemel.  Genel olarak uzun ömürlülükle ilişkisi bilinen Akdeniz tipi beslenme, son araştırmalara göre[1] özellikle 65 yaş ve üzerindeki bireylerin ölüm riskini azaltmada önemli etki sağlıyor. British Nutrition isimli bilimsel bir yayında yer alan yeni bir bilgiye göre, Akdeniz diyetine bağlı kalmak, yaşlı bireylerin büyük bir kısmında herhangi bir nedene bağlı ölüm riskini yüzde 25 oranında azaltıyor. Araştırma kapsamında incelenen deneklerin özellikle kardiyovasküler sağlığının çok daha iyi ve ölüm risklerinin bir o kadar az olduğu tespit edildi.

Akdeniz tipi beslenme, meyve, sebze ve baklagillerden zengin bir beslenmeyi tarifliyor. Rafine edilmemiş tahıllar, yüksek miktarda tekli doymamış yağ alımı (sızma zeytinyağı), orta miktarda balık tüketimi ve düşük miktarda şeker, beyaz ve kırmızı et tüketimini adresliyor. Yapılan araştırma, bu doğrultuda bazı yaşlı bireylerin kas kütlesini korumak için diyetlerinde tipik olarak Akdeniz diyetinde bulunandan daha fazla proteine ​​ihtiyaç duyabileceği konusunda da uyarıyor.

Akdeniz tipi beslenmeye geçiş yapmak sandığınız kadar zor değil. Bunun için öncelikle sebze tüketiminizi artırarak işe başlayabilirsiniz. Özellikle zeytinyağlı sebze yemeklerini ve baklagilleri daha ağırlıklı tüketirken kırmızı et tüketiminizi nadir seviyeye ya da en azından haftada bire indirin. Buna karşılık haftada iki kere tercihen balık öncelikli olmak üzere tavuk eti tüketmeyi tercih edin. Asıl protein kaynaklarınızdan başlıcaları kabak çekirdeği, yoğurt, peynir, yumurta ve kurubaklagiller olsun. Ayrıca yavaş, sindire sindire ve keyifle yemek yiyin, TV karşısında atıştırmayın mesela… Tatlı krizlerinizi kuru meyveler ya da taze meyvelerle, örneğin tarçınlı elma ile rahatlıkla atlatabilirsiniz. Akdeniz diyeti sizi fazla kilolarınızdan kurtarmaya da önemli bir destektir.

İlk bir hafta biraz zorlu geçebilir, ancak bir hafta sonra yavaş yavaş alışmaya ve kendinizi hem zihinsel, hem fiziksel olarak daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Daha sonrasında ise giderek daha da rahatlayacak, açlık ve tatlı krizlerinizin sonlandığını göreceksiniz.