Elektromanyetik kirlilik çalışan sağlığını tehdit ediyor

Biorezonans İle Sağlığınıza Kavuşabilirsiniz

Dünya Gazetesi – Tarih:03.06.2015

Asansör yerine merdiven kulanın klima yerine pencere açmayı tercih edin

Gün ışığından mahrum, tüm gün elektrikle aydınlatılan plazalar, otomatize fabrikalar, sık yapılan uçak ve metro yolculukları, aşırı telefon ve bilgisayar kullanımı çalışanların sağlığı ve verimliliğini olumsuz etkiliyor. Dr. Sinan Akkurt, “Vücudumuzun kaldırabildiği fizyolojik frekans aralığı ortalama 10 Hz’dir. Günde ortalama 8, ayda ortalama 160 saat bilgisayar başında çalışan birinin GHz’ler seviyesinde elektromanyetik akım yüklendiğini söyleyebiliriz. Bu da kronik yorgunluk, halsizlik, verimsizlik ve hastalıkları kolay atlatamama nedeni.” dedi.

Dr. Sinan Akkurt, elektromanyetik kirliliğin fazla olduğu özellikle plazalar, otomatize fabrikalar, server odaları, metrolar, uçaklar, havaalanları, kuaförler, yüksek gerilim hatları ve baz istasyonlarında çalışanlarınyüksek risk altında olduğunu belirtti. Dr. Akkurt, riski yüksek bu meslek gruplarındaki profesyonellere yılda en az dört kere biorezonans metodu ile elektromanyetik kirlilikten arınmalarını önerdi. Elektronik cihazlardan uzak durmak mümkün olmasa da alınabilecek önlemler olduğuna dikkat çeken Dr. Akkurt, asansör yerine merdiven, kablosuz modem / telefon yerine kablolu modem / telefon, klima yerine pencere açma, mikrodalga fırın yerine normal fırın kullanımını önerdi. Cep telefonu kullanımı içinse “Mümkün olduğunca kulağımıza dayamadan kablolu kulaklık ya da hoparlör seçeneğiyle kullanın. Mavidiş (bluetooth) kulaklıkları kesinlikle tercih etmeyin.Cep telefonun az çektiği yerlerde değil, iyi çektiği yerlerde konuşmaya dikkat edin.” dedi.

İki saatten fazla ekran karşısında hareketsiz kalmayın

Bilgisayar başında iki saatten fazla hareketsiz kalınmaması gerektiğine işaret eden Dr. Akkurt, “Bilgisayar başında çalışmak bir antene çok yakın mesafede saatlerce oturmak ve uzun süre aynı frekanslara maruz kalmak anlamına geliyor. Bu kişiler iki saatten fazla sabit kalmamalı, mutlaka iki saatte bir temiz hava almalı.” dedi. Kaktüsün bir şehir efsanesi olmadığını kaydeden Dr. Akkurt, “Özellikle çok büyük kaktüsler radyasyonu alabilir. Kaktüslerin dikenleri havadaki elektriklenmeyi kendisine çeker, dolayısıyla saksısı ne kadar büyükse o kadar çok radyasyon emme kapasitesi vardır. Bunun sebebi bitkinin emdiği radyasyonu topraklamasıdır; zaten bitkinin kendisi de toprak üzerindedir.” dedi. Kaktüsün dışında beyaz ve pembe kuvars kristali ile radyasyon emme özelliği bulunan telefon kılıflarının kullanımını ve haftada en az bir kere çıplak ayakla toprağa basılmasını önerdi.