Güneş her zaman güldürmeyebilir!

Güneş her zaman güldürmeyebilir

Yaz aylarını pek çoğumuz özlemle bekleriz; güneş yüzünü göstersin, içimizi ısıtsın isteriz… Nitekim güneş hava ve su kadar yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur. Fakat güneşle ilişkimizi ölçülü hale getirip sağlık açısından gerekli özeni göstermezsek ciddi risklerle de karşı karşıya kalabiliriz.

Üstelik bazıları bu konudan daha da mustaripler. Onlar kimler mi? Güneş alerjisi olanlar! Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın yollarını ve güneş alerjisinin tedavisinde biorezonans metodunun yüzde 90’lara varan başarı oranını Dr. Sinan Akkurt’tan öğrendik…

İnsan vücudundaki D vitaminin yüzde 90’ının güneş ışınlarının etkisiyle deride sentezlendiği, güneşli açık havaların psikolojimiz üzerinde olumlu etki yaptığını ve güneşin kendimizi iyi hissettirdiğini biliyoruz. Ancak güneşin yaydığı UV ışınlarına fazla maruziyetin sağlığımız üzerinde ciddi riskleri vardır. Dr. Sinan Akkurt, bunların başında bronzlaşmayı sayıyor. Bronzlaşmanın bir güzellik belirtisi değil, cilt kanserine davetiye çıkarmak olduğunu savunuyor. Dr. Sinan Akkurt’a göre ölçüsüz bronzlaşma güneş yanığı demek; vücudun sıvı – mineral dengesini bozmak, cilt kanserine zemin hazırlamak, katarakt ve görme kaybına varan riskler ölçüsünde gözlerimizi tehlikeye atmak demek… Güneşe uzun süre maruz kalan deri kabalaşıyor, lekeler oluşuyor, erken yaşlanıyor.

Özellikle açık havada çalışanlar (garson, çiftçi, kurye, inşaat çalışanı gibi), açık hava sporu yapanlar, yüksek rakımda bulunanlar, gebeler, az su içenler, aşırı kilolu ya da zayıf kişiler, kronik hastalığı olanlar, 5 yaş altı çocuk ve 65 yaş üstü yaşlılar risk grubunda başı çekiyor. Nemli ve sıcak havalarda uzun süre güneşe maruz kalanlarda halsizlik, yorgunluk, motivasyon düşüklüğü ve hatta ısının şiddetine bağlı olarak bilinç kaybı, felç, kalp krizi gibi riskler de mevcut. Dr. Akkurt, bu doğrultuda özellikle yaşlı, çocuk ve kronik hastalığı olanların güneşte dışarı çıkmamaya özen göstermesi gerektiğini söylüyor. Güneşli günlerde, tam da güneş ışınlarının dik geldiği 12.00 – 15.00 saatleri arasında dışarıda olunmamasını, bunun dışında güneşli zamanlarda açık havada bulunmamız gerektiğinde en az 15 faktörlü güneş kremini güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce uygulamamızı tavsiye ediyor. Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın en etkili silahlarından birinin güneş kremleri olduğunu dile getiren Dr. Akkurt, “Güneşte daha uzun süre kalacak kişiler beyaz tenliyse 50, buğday tenliyseniz 30 faktörlü güneş kremi, çocuklar ise özel takviyeli yine 50 faktör ve üzeri güneş kremi kullanmalıdır.” diyor…

Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın önemli bir yolu da kişinin ağırlığına uygun oranda su içmesinden geçiyor. Dr. Sinan Akkurt, bu oranı kilogram başına 40 cc. Olarak hesaplayabileceğimizi söylüyor. Örneğin 60 kilo ağırlığındaki bir kişi, günde 2,4 litre su içmeli…

Güneş alerjisi biorezonans metodu ile tedavi edilebiliyor

Güneş alerjisi sorunu olanların yan etkisi bulunmayan biorezonans metodu ile tedavi olabileceklerini açıklayan Dr. Sinan Akkurt, biorezonans metodu ile alerji tedavisi sürecini şöyle aktarıyor: “Hastanın parmağından birkaç damla kan örneği alınır ve güneş alerjisi de dahil olmak üzere yüzlerce alerjen araştırılır. Tespit edilen alerjenlere göre tedavi uygulanır. Tedavide alerjenlerin frekans izleri esas alınır. Ters frekans verilerek alerjiler nötrleştirilir ve başarı oranı yüzde 90’lardadır.”

Sıcak yaz aylarının yüzde 100 pamuklu hafif giysiler, şapka, şemsiye, güneş gözlüğü kullanımı ile geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, çantalarımızdan ıslak mendil, kolonya gibi takviyeleri eksik etmemizi, beslenmemize salatalık, ayran, karpuz gibi serinletici gıdaları eklememizi öneriyor. Dr. Akkurt’un hatırlattığı önemli bir uyarı da hayvanların, çocukların, yaşlıların araba içerisinde yalnız bırakılmaması yönünde. Zira, güneş altında arabanın içindeki sıcaklık hızla 20 dereceye kadar artıyor…